15 Nisan 2008 Salı

ATATÜRK VE ÇEVRE


68 Yıllık Çevre Abidesi” Her bir karesinde koskoca tarih yazıldığı, her bir köşesinde onlarca kararın alındığı, O Büyük Liderle özdeşleşen, vakur ve haşmetiyle adeta yüzyıllara meydan okurcasına Ulu bir Çınar’ın gölgesinde sessizliğe gömülen, 68 yıllık bir çevre abidesi YÜRÜYEN KÖŞK. Bu Köşk; Kültür Bakanlığı Gayrimenkül Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 12.07.1980 gün ve 12238 sayılı kararı ile, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları arasında sayılmış ve tescili yapılmıştır. Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü arazisi içinde bulunan iki katlı dörtgen planlı, ahşap karkas küçük bir yapıdır. Deniz tarafından 11 sütun ile çevrili mermer tabanlı açık bir alana ve 30 metre uzunluğunda ahşap bir iskeleye sahiptir. Köşk'ün giriş katında, küçük bir çay ocağı, küçük bir oturma odası ve üç cephesi kristal camlarla kaplı toplantı salonu ile tuvalet ve duş bulunmaktadır. Ahşap bir merdivenle çıkılan ikinci kata ise dinlenme odası ile küçük bir yatak odası, tuvalet ve banyo bulunmaktadır. Bu küçük Köşk'e Atatürk'ün isteği ile mutfak yapılmamıştır. Ahşap olan bölüm, iki katlı, üstü Marsilya tipi kiremitle örtülü oturtma çatılıdır. Cepheler ahşap kaplamalı olup, kat arasında profilli kat silmesi ve değişik süslemeli tahtalarla kaplanmıştır. Pencereler ve pencere kepenkleri klasik yapılı katlanır kanatlıdır. Kat döşemeleri girişi karo mozaik ve mermerdir. Üst kat ise normal ahşap döşemelidir. Duvarlar, Bağdadi üzeri çimento harçlı sıvalı ve sıvanın üstü boyalıdır. Merdiven altına yarı bodrum şeklinde, dışardan girilen su ısıtma merkezi bulunmaktadır. Fevkalade güzel demirdökümlü dereceli ve termostatı olan bir kazan bulunmaktadır. Su burada ısınmakta, ısınan su, borularla yukarı katlara çıkarak duş ve banyonun sıcak suyu elde edilmektedir. Betonarme olan kısım ise, üç tarafı camekanlı olup, camlar kristal, doğramaları ahşap, döşemesi mermer kaplama ve üstü yine mermer kaplama olup, teras olarak kullanılmaktadır. Binanın etrafı, mermer kaplamalı iki kollu merdivenle mendireğe inilmektedir. Mendireğin iskelesi betonarme, üstü aralıklı ahşap latalarla kaplıdır. Bahçenin etrafı güzel süslemeli babalar ve babaların üstünde aydınlatma elemanları bulunmaktadır. Ayrıca, Köşk'ün içinde Atatürk'ün kullandığı özel eşyaları ile son derece mütevazi oda takımları bulunmaktadır. Atatürk tarafından sahilde, çınar ağacının hemen yanında yapılması istenen Köşk'ün yapımı 1929 Eylül'ünde bitirilmiştir. 13 Eylül 1929 tarihli gazetede “Atatürk‘ün Millet Çiftliği’ndeki inşa edilen Köşk’ü bugün ikmal edildi” haberi yer almaktadır. “BİNA KAYDIRILACAK” Atatürk bir gün çiftliğe gittiğinde, Köşk’ün hemen yanındaki Ulu Çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış, binanın duvarlarına dayanmıştır. Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkansız olan bir emir verir. "AĞAÇ KESİLMEYECEK, BİNA KAYDIRILACAK" Görev İstanbul Belediyesi’ne intikal eder. Belediye Fen İşleri Yollar-Köprüler Şubesi sorumluluğu üstlenir. Ünlü bestecimiz Ferit Alnar’ın kardeşi olan Başmühendis Ali Galip Alnar (bazı kaynaklarda Ali Nuri Alnar olarak geçer) yanına aldığı teknik elemanlarıyla Yalova’ya gelerek çalışmalarına başlar. 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çerçevesindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim, santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtturulur. Artık binanın raylar üzerinde kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir. Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Büyük Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali vekili Muhittin Bey, Emanet Fen Müdürü Ziya bey ve Cumhuriyet Gazetesi Başmuhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 m. civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve Ulu Çınar ağacıda kesilmekten kurtulur. Atatürk ve Yalova konusunda önemli araştırmalara imza atan Araştırmacı-Yazar Ahmet Akyol’a göre, Köşk’ün yürütülmesi işlemi iki safhada yapılır. 8 Ağustos 1930 tarihinde öncelikle yapının teras bölümü (toplantı salonu olarak kullanılan, üç yanı camlarla kaplı bölüm) kaydırılır. Geri kalan iki gün içerisinde de ana binanın raylar üzerinde yürütülmesi işlemi tamamlanır. Ahmet Akyol’un bu görüşünün doğru olabileceği bazı resimlerden anlaşılmaktadır. Köşk’ün kaydırılması olayı 10 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde aynen şu şekilde yer almıştır. “Gazi Hazretlerinin Köşkü nakledildi. Gazi Hazretlerinin Yalova'daki köşkünün yürütülme ameliyesi dün muvaffakiyetle icra ve ikmal edilmiştir. Kendileride bu ameliyeye bizzat nezaret etmişlerdir.” 10 Ağustos 1930 tarihli gazetedeki bu haberi okuyanlar ülkenin içinde yaşadığı onca önemli meseleler arasında, bu olayın o tarihte ne ifade ettiğine belki bir anlam veremediler. Belki de, bir çınar ağacının bir metrelik dalının kesilmemesi için bir köşkün kaydırılmasını hayretle karşıladılar. Çünkü, o devirde ne ozon delinmesi vardı, ne global kirlilik, ne asit yağmurları, ne orman katliamı vs...dünyada hiçbir ülke hiçbir devlet başkanının gündeminde dahi yoktu, ÇEVRENİN ÖNEMİ. Yalnızca bir ülkenin kurtarıcısı milletini özgürlüğe, bağımsızlığa kavuşturmak için mücadele veren, bir karış toprağını bir tutam yeşilini koruyan tek bir liderdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Bu lider, Dünya ülkelerinin henüz 1970’li yıllardan sonra anlayıp ve düşünmeye başladığı çevre anlayışını 1930’lu yıllarda benimsiyor, “Çevreyi korumak aklın gereğidir” özdeyişi ile yalnızca Türk insanına değil, tüm dünya ülkelerine çok önemli bir mesaj veriyordu. İnsan Sevgisinin yanısıra doğa tutkusu, doğa sevgisiyle dopdolu bir liderin bir dehanın, çevre duyarlılığı, tüm dünya insanları için örnek olacaktır. 2 Mart 1998 tarihinde ulusal televizyonlarda yer alan Amerika’da tarihi bir müzikholün raylar üzerinde elli metre kaydırıldığı haberi yayınlandı. 68 yıl önce Atatürk’ün gerçekleştirdiği bir olay 1998 yılında, 2000 li yılların teknoloji ile ancak uygulanabiliyordu. Üstelik bu olay bir ağacı, bir canlıyı kurtarmak amacıyla değildi... Ne mutlu ki, Atatürk gibi bir yol göstericimiz, bir önderimiz var. Bir ağaç dalı için verilen bu emek aslında tüm dünya insanlarına duyurulmak istenen bir çevre anlayışının göstergesidir. Umuyoruz ki, Türk milletinin kurtarıcısı bu büyük liderin örnek alınan tüm özellikleri içinde doğa sevgisi ve çevre anlayışı tüm gönüllerde ölümsüzleşsin. "RAHAT UYU BÜYÜK ATATÜRK, ÇINAR AĞACIN EMİN ELLERDE.. ARTIK O'NUN KOLLARINI KİMSE KESMEYECEK." Ulu Önder Atatürk'ün doğa sevgisi ve çevre anlayışının simgesi olan YÜRÜYEN KÖŞK yıllardır gerekli bakım ve onarımın yapılmaması nedeniyle harabe haline gelmiş, içinde yaşanan anılarla birlikte adeta çökeceği günü bekler gibiydi. Çevre Bakanlığının gayretleri neticesinde, Büyük Liderin 68 yıllık çevre anlayışının simgesi olan bu Köşk'ün, bütün insanlığa özellikle gençlere çevre bilincinin geliştirilmesinde örnek olacak, bu değerli mirasın yaşatılması için restore ettirilmesi tamamen aslına sadık kalınarak titiz bir çalışma ile tamamlanmıştır. Yılladır Ulu Çınar'ın gölgesinde sessizliğe gömülen YÜRÜYEN KÖŞK, bu günlerde açılışını bekliyor, kimbilir belki de yaşlı çınarla birlikte yaşayacağı nice yılları düşünerek... kaynak : Çevre Bakanlığı

2 yorum:

Adsız dedi ki...

SİTE ÇOK GÜZEL OLMUŞ

Adsız dedi ki...

SİTENİZ ÇOK GÜZEL OLMUS.ELLERİNİZE
SAGLIK